Kalbimde iki kişilik bir şehir ve sesleniyorum sana ; “merhaba hemşerilerim”
Derler ki; sığındığın gönül, memleketindir.
14-15 yaşlarında okumak için gurbete giden iki kız kardeş. Nam-ı diğer “ Bonkör Mustafa, laz Mustafa’nın güzel, masum kızları.
Küçücük yaşlarda kaybetmiş babalarını. Doğup- büyüdükleri yerden ayrı ayrı şehirlere, ülkelere savurmuş hayat onları.
Biri Almanca öğretmeni, diğeri ise hemşire olmuş. Onurlarıyla, çalışkanlıklarıyla gurbette geçmiş en güzel en genç yılları.
Tek hayalleri varmış emekli olunca tekrar memleketlerine dönmek. Hiç unutmamışlar babalarının sarı taksisini. Hep o taksiyle yollardaymış gözleri…
Okuyup giden bir çok gencimiz gibi bitmemiş özlemleri.
Yeni emekli olmuşlar. Tülay ve Nurgül Hanım. ( Çepniler /Seferoğulları )
Şimdi babalarının anısına hem özlemlerini gidermek, hem annelerini mutlu etmek hem de Gökçebey için güzel ve değerli sosyal projeler yapmak için güzel bir Cafe açıyorlar. Hayallerini gerçekleştiriyorlar.
Anlayacağınız güler yüzlü, tatlı dilli, sevgi ve özlem dolu gözleri pırıl pırıl parlıyor iki kardeşin. Tülay hanımın eşi profesyonel futbolcu Ümitbey. Cafe de ROSE’nin yapımında çok çalıştı.
Anlayacağınız güzel bir aile döndü yuvalarına. CAFE DE ROSE mekanları hayırlı olsun. Mutlaka sıcak bir kahve içmek, tantuni yemek için uğrayacağım bu şık, sıcak cafeye. Hükümet konağının arkası, sinemanın karşısında.
Güzel etkinlikler olacakmış cafe de. Merakla bekliyorum. Instagramdan takip edeceğim.
Müzik, tiyatro, sohbetler, atölye çalışmaları hatta çocuklara yönelik okuma ve dil (Almanca – İngilizce ) etkinlikleri, yarışmalar vb bir sürü projeler var.
Kolay gelsin Tülay ve Nurgül kardeşimiz. Hoş geldiniz Ümit hocam.
Bu güzel ilçemizde doğup-büyümüş ancak ekmek kavgası için dışarıda olan tüm vatandaşlarımızın geri dönmesini umutla bekliyoruz.
|