1937 dogumlu Zeki Yurtbay 'in öyküsü Zonguldak 'in Çaycuma ilçesinde basliyor. Bu küçük ilçede geçen hayatina o kadar sey sigdirmis ki, anlattiklarini dinlerken bazen kendinizi, sürükleyici bir film senaryosunun tam ortasinda zannedebilirsiniz. Yurtbay ailesi, Istanbul piyasasinda fazla taninmasa da, Türkiye 'nin en büyük tugla üreticisi. Bu alandaki tecrübenin üstüne bina edilen Yurtbay Seramik, markalasma ve uluslararasi piyasalara açilmanin adi ayni zamanda. Zeki Yurtbay 'in ilk Sanayicilik tecrübesi henüz 14 yasindayken basliyor.

Baba Sevki Yurtbay , Çaycuma 'nin önde gelen manifaturacilarindandir. Zeki Bey ilk ticaret tecrübesini babasinin magazasindan edinir. Çevresinde isine çok önem veren bir esnaf olarak taninan Sevki Yurtbay , daha önce yüklü miktarda satis yaptigi bir müsteriden parasini tahsil edemez. Müsteri 200 liralik borcunu ödeyemeyince, kendi tugla harmaninda ortak is yapma teklifinde bulunur. Teklif kabul edilince iki ortak kollari sivar. Tugla harmani 1950'de faaliyete baslar. O dönem henüz tugla üretiminde Sanayilesme olmadigi için üretim harmanlarda yapilmaktadir. Topragin çamur seklinde karilmasi, bunlarin agaç kaliplara yayilmasi ve güneste kurutularak kullanima hazir hâle getirilmesidir, harmandaki üretim yöntemi. Kuruma için sicak hava sart oldugundan harmanlar sadece yaz mevsiminde faaliyet göstermektedir. Sevki Yurtbay 1950'de ilk kez denedigi tugla isinden 500 lira zarar eder ve bir daha bu isi yapmak istemez. Zeki Bey , ikinci yil isin basina geçmek için babasindan izin koparir. Bu sefer ortak yoktur ve 400 liraya kiraladigi arsada üretime baslar. Sonuçta 8 bin lira kâr eder.

VE SERAMIKLE DÜNYAYA AÇILIM ...

Bu olaydan sonra tugla isine iyice isinan Zeki Yurtbay 'in, harmandan fabrikaya geçis tarihi 1955'tir. Üretimin yeni basladigi bir dönemdir. Yurtbay ailesi bayram için bir araya geldigi sirada gece kapi çalar. Gelen fabrika bekçisidir: 'Fabrika yikildi.' Gördükleri manzara gerçekten hazindir. Yanlis kurulan koca fabrika yerle bir olmustur. Babasina bir ay içinde fabrikayi tekrar kurup üretime baslama sözü verir ve bunu basarir.

Fabrikanin ikinci kez kurulusunun üzerinden 8 yil geçmis, Zeki Yurtbay artik Çaycuma ve Zonguldak çevresinin en önemli Sanayicilerinden biri hâline gelmistir. Ancak atlatmak zorunda kalacagi badireler henüz bitmemistir. Zonguldak 'ta kaldigi gece yine bir gece bekçisi tarafindan uyandirilir. Fabrikanin yandigi haberini alir almaz apar topar Çaycuma 'ya gider. Geldiginde ise fabrika tamamen yanmistir. Bu ikinci büyük dram da Zeki Yurtbay 'i yildirmaz. Kisa sürede tugla fabrikasi tekrar kurulur ve üretime devam edilir. Islerin ciddi sekilde gelistigi 1969 yilinda, yine bir gece vakti kötü haber ulasir. Fabrika yine yanmaktadir. Bütün sikintilara ragmen tugla isinden vazgeçmez ve 1970'te dördüncü kez; ama bu sefer daha modern sekilde fabrikasini tekrar kurmayi basarir.

Yurtbay ailesi çok köklü bir Sanayi geçmisine sahip olmasina ragmen, sirketin ekonomi dünyasinda asil taninmasi , seramik sektörüne girdikten sonra basliyor. Bu sebeple firmanin yeni kurulmus zannedildigini belirtiyor Zeki Bey . Seramik, markalasma sürecinin de baslangici. Bu isin tugla ve kiremitle benzer olmasi tercih sebebi elbette; ama bu sürecin de ilginç bir öyküsü var: 'Çaycuma 'da kapali spor salonu var. Orada bir konser izlemeye gitmistik. Amcamin oglu ile oturuyoruz. Bizim bir yatirim arayisinda oldugumuzu bildigi için, yerdeki seramikleri gösterdi ve 'Bunlari neden yapmiyorsunuz' dedi. Onun üzerine hemen arastirmaya basladik. Bazi seramik fabrikalarini gezdik. Önce bolu , düzce 'de yatirim olanaklari aradik. Oralarda olmadi çünkü yerel yöneticilerden yeterli ilgiyi görmedik. Sonra Eskisehir gündeme geldi. Sonuçta dogalgaz ve kalifiye eleman imkânlarindan dolayi orayi tercih etmemiz iyi bir seçim oldu.' Inönü 'ye bagli Çukur hisar köyünde kurulan Yurtbay seramik, bugün yillik 21 milyon metrekarelik üretim kapasitesiyle ülkenin en büyük 4 seramik üreticisinden biri konumunda. Sirket iç piyasadaki pazar payini sürekli artirirken, 40 ülkeye de ihracat yapiyor.