“Bugün Cumhuriyetimizin ilan dilisinin 93. yildönümünü büyük bir sevinç ve gururla kutlamanin heyecanini yasiyoruz.

Milletçe duygu birligimizin büyük bir coskuyla tezahür ettigi gün, Cumhuriyetimiz için ortak degerlerimiz etrafinda her zamaninkinden daha güçlü bir sekilde kenetlenme günüdür.

Bu son derece anlamli durusumuzla, kardes kavgasi çikarmak için beyhude bir çaba içinde olan ser ve nifak odaklarina seçilmis mesru devlet otoritesini darbe yapmak suretiyle ortadan kaldirmaya çalisan iç ve dis odaklara da bir kere daha en güzel cevabi vermis olacagiz.

Bu duygu birligimizi geçmiste oldugu gibi bugünde gelecekte de hep koruma gayreti içersindeyiz. Çünkü biz, farkli dil, inanç ve kültürleri bir arada yasatan, bizi birbirimizi sarsilmaz baglarla baglayan, gönüllerimizi kaynastiran büyük bir adalet ve baris medeniyetinin mirasçilariyiz.

Dahasi, en zor sartlara ve bütün imkânsizliklara ragmen hiçbir zaman umutsuzluga kapilmayan, bagimsizligindan asla taviz vermeyen, inanç ve kararlikla sürdürdügü Istiklal mücadelesini zaferle neticelendiren bir milletiz.

29 Ekim 1923 yilinda ilan ettigimiz Cumhuriyetimiz, bu topraklardaki 1000 yillik varligimizi yeni bir heyecanla teyididir. Cumhuriyet, bu topraklarda ki 1000 yillik varligimizi, milletimizi ortadan kaldirmaya çalisanlara karsi verdigimiz mücadelenin adidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti 93 yildan beri yasadigimiz ve insallah daha asirlarca yasatacagimiz bu necip milletimizin son devletidir. Bu cografyada ki varligimizi her döneminde oldugu gibi ülkemizin bütünlügü, milletimizin birligini, devletimizin bekasini sehitlerimizin canlari, gazilerimizin veda karliklariyla ayakta tutuyoruz.

Kiymetli kardeslerim “Bizim Cumhuriyetimiz köksüz bir cumhuriyet degildir. Geçmisini bilmeyen, tarihini okumayan, ceddini, atasini tanimayan bir takim kâfirlerin aksine milletimiz sahip oldugu bu essiz mirasin gayet iyi farkindadir. Bizim Cumhuriyetimiz, basta Selçuklu ve Osmanli olmak üzere kadim bir tarihin ve zengin bir medeniyetin mirasini omuzlamis, o köklerin üzerinde insa edilmis, büyük bir ruh ve büyük bir medeniyet tasavvuruyla bina edilmistir. Cumhuriyetimiz, belli bir kesimi, belli bir zümrenin, belli bir etnik kökenin, belli bir inancin üzerinde degil, bu topraklar üzerinde nefes alip veren her canliyi kucaklayacak bir anlayisla tesekkür etmistir. Biz milletimizle birlikte iste bu mirasa sahip çikmanin, onu yasatmanin çabasi içindeyiz.”

Cumhuru disarida birakan, dislayan, öteleyen bir idare, ismiyle cumhuriyet olsa bile, muhtevasiyla cumhuriyet olamaz. Cumhuru ya da cumhurun bir kismini disarida birakan bir anlayis, en basta 23 Nisan ve 29 Ekim’de ortaya konan ruha, en önemlisi de o mirasa ihanet eden bir anlayis olur.

“Devletle millet arasinda bilinçli bir sekilde olusturulan ve sürekli derinlestirilmeye çalisan mesafe yüzünden, ülkemizde sik sik darbecilere ve vesayet odaklarina gün dogdu. Bu yüzden, benzer sartlarda yola çiktigimiz ülkelerin çogu demokraside ve kalkinmada önemli mesafe kat ederken, biz sürekli kendi içimize kapanarak, enerjimizi iç mücadelelere heba ederek geride kaldik. Fakat milletimiz, demokrasi yolundaki kararliligindan, milli iradeyi hâkim kilma mücadelesinden asla vazgeçmemistir.”

Cumhuriyetimizin çok kiymetli yurttaslari istisnasiz her darbe kötüdür, her darbe cinayettir, her darbe milli iradeye karsi ihanettir. Ancak cumhuriyet tarihimize hiçbir darbe girisimi 15 Temmuz’daki kadar kötü ve alçakça olmamistir. Hiç bir darbe kökü disarida hoca kilikli bir hain tarafindan yönetilmemistir. Hiçbir darbe halkina karsi silah çekmemistir. Hiçbir darbe havadan halkina bombalamamistir, tanklarla insanini ezememistir. Hiçbir darbe kendi kurumlarina bomba yagdirmamistir.

Eger 15 Temmuz darbesi kalkismasi onlar adina basariyla gerçeklesseydi, Türkiye Cumhuriyeti bugün karanlik bir dikta ülkesi olacakti. Ama darbe kalkismasini bu necip millet caniyla ve gösterdigi fedakârliklarla önledi.

Kiymetli kardeslerim, bu necip millet birlik ve beraberlik içerisinde, Türkiye’yi çagdas dünya devletleri içinde hak ettigi saygin konuma yükseltmek için gerekli olan iradeyi her zaman ortaya koymustur. Etrafimizda yasanan bütün olumsuz gelismelere ragmen Türkiye cumhuriyeti bugün, demokratik gelisme ve ekonomik kalkinmasini birlikte saglayarak bölgesine istikrar ve refah ihraç eden bir ülke haline gelmistir.

Milletçe bu güven ve istikrar ortamini koruyarak birlikte bütünlügümüze, demokrasimize, barisimiza, kardesligimize sahip çikmaya, cumhuriyetimizin temel degerlerini her türlü düzen bozucu tartismanin üzerine tutmaya devam edecegiz. Inaniyorum ki bundan sonrada, Cumhuriyetimizin çagdaslasma hedefleri dogrultusunda çok daha büyük mesafeler kat edecek, çok daha basarilarla Cumhuriyetimizi taslandiracagiz.