Zonguldak’ın Tıp Fakültesi açılmadan önce tek sağlık adresi vardı. O da Ankara’da ki BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ idi. Yani Zonguldak’ta her kimin başı dara düşse aranan ilk adres Haberal Ailesine ait Başkent Üniversitesi Hastanesi oldu. Hatta zamanla bu o kadar ilerledi ki; Zonguldaklıların çoğunun çocuğu özel Başkent Üniversitesinde eğitim görmeye başladı. Türkiye’de ilk organ bağış kampanyasını başlatan da Prof. Dr. Mehmet Haberal olmuştu. 1987–1988 Yılları arasında Dünya’da daha yeni yeni duyulan organ bağışı kampanyasını başlatan ve bunun önemini Türkiye’ye anlatan kişi olmuştu Mehmet Haberal. Profesörlüğüne kimsenin lafı olacağını sanmıyorum.
Olaylara bugün olarak bakınca ister istemez insan yanılgıya düşüyor. Prof. Dr. Mehmet Haberal Zonguldak’ın en eski ve en meşhur Mehmet Çelikel Lisesinden mezun. Bundan sonra Üniversite ve Dünya çapında Doktorluk unvanı. Tıp ve diğer eserleri ortada. Hastaneler, Klinikler ve Üniversite ve Fakülteler. Birde Vakıf v.s.
Haberal Zonguldaklımı?.
Bu soruya cevap.
Haberal’ın Babası Yaşar Ali Haberal. Bu kişi kim. 1988–1995 yılları arasında Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası'nın başkanı ve daha sonrasında Meclis Başkanı.
Zonguldak’ta işyerleri sahibi.
Yani Rize Pazarlılığın yanında temelde Zonguldak var.
Prof. Dr. Mehmet Haberal bir dönem Rahmetli Bülent Ecevit’in “Cumhurbaşkanı seni seçelim” talebini reddeden kişi.
Haberal ailesinin Üniversite ve Hastanelerini çıkarırsanız en büyük işleri ve yatırımları Zonguldak’ta.
İnsanlara zulmeden bir iktidar dönemi yaşanıyor. Bundan en büyük nasibini Haberal Ailesi aldı. Belki de Mehmet Haberal’ın bu güne kadar aklından dahi Milletvekilliği geçmiyordu.
Ta ki Silivri zindanlarındaki karanlık gecelere kadar. O zindanlarda bugün ortaya çıkan gerçekleri de gördüğümüzde beş yıl Allah aşkına kim kalabilirdi. Haksız yere dünya çapındaki bir hekimi devrim yapacak onların değimiyle ihtilal yapacak diye hapiste çürüttük. Sağlığını bozduk. Buda yetmedi cezaevinde iken babasını ve annesini kaybetti. Belki tıp adına bir şeyler yapabilecekti onlar için. Ama onu yapmasına izin verilmedi. Babasının cenazesini göremedi. Annesinin cenazesine ise Milletvekili seçildiği için “kerhen” izin verdiler.
Haberal Ailesi geniş bir sülale. Zonguldak merkezindekiler CHP’li. Baba Yaşar Ali Haberal gibi.
Burada şunu söylemek istiyorum. Prof. Dr. Mehmet Haberal Ailesinin geçmişte olduğu gibi bugün normal şartlar altında devam etseydi Mecliste Mehmet Haberal yerine Belki de başka ailesinden biri olurdu ama kendisi kesinlikle olmazdı. Çünkü o dünya da gelebilecek en büyük mevki ve makamlara ulaşmış bir insan.
HABERAL CHP’YE NE KATTI
Bakın Haberal Hocanın hapiste olması CHP’nin İstanbul, Ankara ve İzmir oylarında önemli miktarda artışa neden olduğunu hepimiz bilmekteyiz.
Türkiye’nin Dünya çapındaki marka ismi.
Türkiye’ye CHP katkısını önemsizmiş gibi gösterenlerin aklına şaşarım. Hatırlarmısınız o dönemi. Her gün –kendi medyası olan Bir Başbakan karşısında- en çok gazetelerde haber olan kişi idi Haberal. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Her gün gazete sayfalarında Haberal’ın yer alması CHP adına çok önemli bir kazanım olmuştu.
Gelelim Zonguldak’a. CHP’nin tüm seçim kampanyasını Haberal Ailesi yürüttü.
Hiç kimsenin eli cebine gitmedi. Diğerlerini de yazarsak ayıp olur. Çünkü her şey Haberal Ailesinden beklendi. Parası olduğu halde aday olanlar ellerini cebine atmak yerine Haberal Ailesine başvurdu ve aldı. Profesyonelce bir seçim dönemi CHP Haberal Ailesi sayesinde yaşadı.
Zonguldak’a. Dönemim Başbakanı Haberal’lı CHP’nin oyları düşsün diye Zonguldak’la ayrı ilgilendi. Buna rağmen seçimin sonucunda CHP’nin oyları yürütülen başarı kampanya ile adeta tavan yaptı. Şimdi bunu küçümseyenler Haberal Ailesi ve Kendisi Zonguldak’tan aday olmamalı yaygarası başlatmışlar. Yok, o olmamış, yok bu olmamış. Hani dilimin ucunda. Daha kiraları veremiyordunuz? Ne diyeyim. Kimin kapısına gittiniz. Daha yazılacak çok şey var ama. Haberal Ailesi partilerinin zarar görmemesi adına bir şey diyemiyor, hatta konuşamıyor bile. CHP’nin oylarını artıran ve bu başarıda imzası olan Haberal’ı neden hazmedemiyor bazıları merak ediyoruz.
Daha dün Haberal’ı övenler kalemşorlar bugün farklı yazıyor. Ne değişti ki. Aslında değişen bir şey yok. Haberal Hoca aynı çizgisinde. Zikzak yapan sizlersiniz. Haberal Hoca Zonguldak’lı. Hangi kentten aday olursa olsun merak etmeyin Vekil seçilir. Hatta büyük şehirlerde Tren olur ardına da vagonlar takar. Böyle değeri biz yakalamışken neden küstürmeye çalışıyoruz onu anlamak mümkün değil. Bir hatırlayın. Dönemin Başbakanı Zonguldak mitinginde partinin genel başkanına değil tüm konuşmasını Haberal Hoca’ya ayırmıştı. Neden mi? İşte bu noktada durun. Ya siz birde kendinize bakın. Sizi hiç anan, hiç soran odlumu? Hayır. Çünkü sizler ne Türkiye’de nede Dünya’da bir cürümünüz yok ta ondan. Aklıselim Zonguldak halkı ve CHP’ye gönül vermiş gerçek partililer bunun bilincinde. Ama menfaat, koltuk sevdalıları aksini kalemşorlar aracılığıyla servis yapmanın derdinde. Başı derde düşen her Zonguldaklının adresi olmuştur Haberal Hoca’nın hastanesi. O yüzden o iyilikleri unutmamak gerek. Ha sizi kandıran, yalan söyleyen bir politikacı istiyorsanız işte Haberal Hoca olmaz. Ondan öyle şeyler beklemeyin. Realite ne ise onda onu bulacaksınız. Yalan mesleği gereği söyleyemez ki. Bu kadarda mı aklınız çalışmıyor benim sevgili kalemşorlarım.
Yaklaşan seçimler sebebiyle bir takım şahsiyetleri kendi menfaatleri için bu aileye ilgili çirkef söylemleri çok ayıp oluyor. Bunlar ve tetikçi kalemleri Zonguldak'ı değil kendilerini düşünüyorlar. O menfaat şebekeleri ve çeteleri Haberal burada olmasın meydan bize kalsın politikası güdüyorlar. Ancak yanıldıklarını görecekler. Hani meşhur bir atasözümüz vardır. “Aç tavuk kendini darı ambarında hissedermiş.” Bunların pozisyonu da bu.
Belki, Haberal Hoca Zonguldak’tan bu dönem Milletvekilliğine aday olmayacaktı. Şimdi ben buradan çağrı yapıyorum. Sağduyulu Zonguldaklılar adına. Hocam bizleri bırakma. Zonguldak’ın olduğu kadar Ülkemizin de sana ihtiyacı var. İnadına ya kendin gel ya da kendinden birini ver. Zonguldak'ı bırakma. Sağlıcakla Kalın. |