“Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler günü.Her 3 Aralık’ta olduğu gibi Zihinsel Özürlüler Federasyonu olarak amacımız, sorunlarımızı kamuoyu ile paylaşmak ,zihinsel engelli ya da tüm engel gruplarının herkes gibi bir yaşama hakkı olduğunu vurgulamaktır. 3 Aralık eğitimleri, bakımları, sosyal hayata katılımları, tedavileri, yani yaşama haklarına dair farkındalık yaratma günüdür. Onları büyük spor salonlarında bir araya getirerek çalınan bir müzik eşliğinde eğlendirmek değildir; çünkü kutlanacak bir gün değildir.
Zihinsel engelliler, ülkemizde var olan %12,7 lik engelli nüfusun en dezavantajlı kesimini oluşturmaktadır. Yaklaşık 1,5–2 milyon zihinsel engelli aile bireyleri ile birlikte 6 ile 8 milyon kişinin engelle yaşadığı anlamına gelmektedir. Temsil ettiğimiz kesim Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü kapsamaktadır.
BU YIL KAMUOYU İLE BİRLİKTE PAYLAŞMAK İSTEDİĞİMİZ SORUNUMUZ ÖZEL EĞİTİMDE UYGULANMASI 18.05.2012 tarih 28296 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle, pilot uygulaması belirlenen illerde başlatılan BİYOMETRİK SİSTEMLE YANİ DAMAR OKUMA SİSTEMİ İLE KİMLİK BELİRLEYEREK DERS TAKİP SİSTEMİ UYGULAMASI ÜZERİNEDİR
Bu uygulamayı zihinsel engellilerin zaten ayda en çok 12 seansla sınırlı ve kısıtlı olan eğitim haklarının gasp edilmesi olarak görüyoruz.
Bu uygulamanın yaşandığı illerden FEDERASYONUMUZA iletilen geri bildirimlerde zaten kronik sağlık ve psikolojik sorunlar yaşayan zihinsel engelli öğrencilerimizin, anne yada babasının ya da üçüncü kişinin her seansta avuç içlerini okutmak mümkün olmamakta ve 45 dakikalık seansın bir kısmı öğrencinin ,eğitmenin ve ailenin avuç içi okuması ile geçmektedir. Öğrencilerimizin yaşadıkları sağlık sorunları ile meydana gelen devamsızlıklarda ise telafi dersleri mümkün olmamaktadır. Ayrıca aileler çocuklarının eğitim aldığı süreçte rehabilitasyon merkezlerine bağlı kalmakta ve zor olan hayatlarında birkaç saatte olsa soluk alma ,kendileri için bir şeyler yapabilme hakkından mahrum kalmaktadır. Çalışan anne ve babalar için durum daha da imkansız hale gelmektedir. Zihinsel engelli bir çocuğun vasisinin noter tasdikli onayı ile üçüncü kişilere yetki vermesi uygulaması süreklilik sağlamayacağından, ayrıca çalışan ailelere ek bir noter masrafı da getirecektir.
Ülkemizde 1700 civarında bulunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının eğitim kurumlarında, yapılamayacak olan telafi derslerinden ve zorlayıcı olduğu için caydırıcı bir uygulama olan damar okuma sistemindeki aksaklıklardan dolayı eğitim gelirlerinde ciddi bir düşüş olurken, kurumlar kapanma yoluna gidecek ve eğitimle buluşan öğrenci sayısı da düşecektir.
Çocuklarımız üzerinden haksızca kar elde ederek hem evlatlarımızı hem de devletin kaynaklarını kötü niyetli kullanan ve rant elde eden kurumların bu alandan çekilmesi için DENETİM MEKANİZMASI ŞARTTIR. Ancak yöntem bu olmamalıdır.
BU NEDENLE MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINDAN TALEBİMİZ BU UYGULAMANIN GERİ ÇEKİLMESİ YÖNÜNDEDİR.
AYRICA DAMAR OKUMA SİSTEMİ İLE KİMLİK DOĞRULAMA, KİŞİSEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN İHLALİDİR. BU KONUDA DANIŞTAYIN YÜRÜTMESİNİ DURDURDUĞU SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ KARARI BİZİ DESTEKLEMEKTEDİR. ANCAK İŞİN HUKUKİ YANINDAN ÇOK EĞİTİM YANI BİZLERİ İLGİLENDİRMEKTE OLDUĞU İÇİN YAŞANMIŞLIKLARI VE UYGULAMADAN DOĞAN AKSAKLIKLARI VURGULAMAYA ÇALIŞMAKLA BİRLİKTE, UYGULAMA DEVAM EDERSE, HUKUKSAL YOLLARADA BAŞVURMAMIZ KAÇINILMAZDIR.
2005 yılında yürürlüğe giren ve engelliler için bir milat olan ENGELLİLER YASASINDA kazanılmış haklarımızın yönetmeliklerle geri alınmayacağını umut ediyoruz. Büyük Önderimiz ATATÜRK’ün de dediği gibi “EĞİTİMDE FEDA EDİLECEK TEK BİR FERT YOKTUR” dedi.