Cumhuriyet; yüce Türk milletinin binlerce yıllık tarihinde ulaştığı en parlak, en muhteşem zirvedir. Cumhuriyetimizin kuruluş süreci de Milli Tarihimizin kaydettiği en büyük ve en şanlı mücadelelerden biri olmuştur. Bu Mücadele: Toplum olarak yanmış, yıkılmış, istila edilmiş bir coğrafya üzerinde yeniden dirilişimizin ifadesidir.

Cumhuriyet bir yönüyle bir Milletin yeniden ayağa kalkmasının, şahlanışının timsalidir. Türk Milletinin kaderine hâkim olduğu, tebaalıktan vatandaşlığa yükseldiği değerler sisteminin adıdır. Bize emanet edilmiş hayati önemde bir değer ve vazgeçilmez bir mirastır. Bu bilinçle bu günü kutluyoruz.

Bugün Türkiye, İslâm dünyasındaki tek laik ve demokratik Cumhuriyet, çağdaş bir ülke, bölgesinde hatırı sayılan güç, bir istikrar unsuru ve Avrupa Birliğine aday ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti; bugün kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet yolunda dev adımlarla yürüyen bir dünya devletidir.

Şüphesiz ki, insan onuruna, yaradılışına en yakışır rejimin adıdır Cumhuriyet. Cumhuriyeti ideal rejim yapan milleti ve iradesini ön plana çıkarması ve bunun üzerinde herhangi bir güç tanımamasıdır. Cumhuriyet bir değerler manzumesidir. Bir bütün olarak algılanmalı, tüm niteliklerine eşit değerler atfedilmeli, evrensel kabullerle uygulanmalıdır. Sadece bir niteliğinin öne çıkarılarak, diğer esasları arka plana atılmamalıdır. Cumhuriyet keza, tek bir fikre yönelik peşin kabuller rejiminden çok. Bölücü ve yıkıcı unsurlar taşımadığı sürece, farklı fikirlerin ifade edilmesinin teminat altına alındığı, hoşgörü temelli bir rejimin adıdır.

Cumhuriyetin ne olduğu iyi kavranmalı ve birleştiriciliği asla söz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla; kimseyi öteki [eştirmeden, bu mukaddes vatan toprakları üzerinde yaşayan herkesi birinci sınıf vatandaş olarak görmemiz, özgürlük ve demokrasiyi birileri tarafından lütfedildiği kadar değil, Anayasal sınırlar içerisinde olabildiğince yaşayabilmek ve yaşatabilmek kararlılığını göstermemiz gerekmektedir.

Sizler geleceğimiz, ümidimizsiniz. Ülkemizin, uygar milletler arasında hak ettiği yeri almasında hayati görev size düşmektedir. Size emanet edilen değerleri muhafaza etmek, daha ileriye taşımak sorumluluğu sizin omuzlarınızdadır. Mustafa Kemal Atatürk 'ün bu sorumlulukla ilgili çok veciz şekilde ifade ettiği "Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getiren milletler, evvela haysiyetlerini ve daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar" sözlerini hatırınızdan hiç çıkarmayacağınıza, bu ülkeyi hak ettiği saygınlığa taşıyacağımıza olan inancım tamdır.

Tarihimizi iyi öğrenmeli, gereken dersleri akılda tutmalısınız. Biliniz ki tarih, milletin boy aynasıdır. Kendinizi aynada nasıl görmek istiyorsanız ona göre rol üstlenmek durumundasınız. Yine bilmelisiniz ki; Cumhuriyetin bir erdem alması kadar. Onu layıkıyla yaşatmak da ayrı bir meziyettir.

Kalkınmış,"huzurlu, istikrara kavuşmuş, temiz bir idareyi gerçekleştirmiş müşterek bir ülke olmak; bizden sonraki nesillerin vatandaşlığından gurur ve onur duyacakları bir Cumhuriyet bırakmak temel hedefimizdir.

Amacımız; 91 yıllık bir mücadelenin ve gayretin ürünü olan üniter yapımızdan. Cumhuriyetimizden, demokrasimizden ve diğer kazanımlarımızdan hiç bir taviz vermeden daha ileriye ulaşmaktır.

İnsan haklan, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile taçlanmış, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, aidiyet duygusunun perçinleştiği, insan odaklı, devlet millet kaynaşmasını sağlamış bu Cumhuriyeti ileriye taşımak için günlük hadiselerin bu büyük hedefimizi, gölgelemesine asla izin vermemeliyiz.