“Biz, Çaydeğirmeni ile Devrek arasında ve Devrek çayı üzerinde tamamen yasal yollarla ihalesi ve her türlü izni alınmış ve tüm projeleri onaylanmış iki adet hidro elektrik santrali inşaa ediyoruz.

Yani işimizi yapıyoruz ve ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz.

Evet, herkesin yaptığı ya da yapmaya çalıştığı gibi ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz. Ve ekmeğimizi yasal yoldan ve helalinden kazanmaya çalışıyoruz.

Sağduyulu ve mantıklı herkese soruyoruz;

Sizin çalışmanız ve ekmeğinizi kazanmanız engellenirse siz dövüşmezmisiniz?

Sana soruyorum lokantacı Zekai, senin dükkânına yemek yemeye gelenler engellenirse, dövülür, yolu kesilirse ve çoluk çocuğuna ekmek götürmen engellenirse ne yaparsın?

Sana soruyorum taksici Hayati, arabana binen müşteriler engellenirse, arabanın camı her gün birileri tarafından kırılırsa, tekerin patlatılır fren sistemlerinle oynanırsa sen ne yaparsın?

Evet, muhtar cemal, senin berber dükkânının camları her gün taşlanır ve kırılırsa, gelen müşterilerin tehdit edilip, dövülürse, dükkân kiranı bile ödeyebilirmisin?

Sana soruyorum kodaman avukat sana dava verenler dövülür, sövülür, duruşmalara girmen kanunsuz bir şekilde engellenirse sen ne yaparsın?

Resimleri her gün gazetelerde yayınlanan ve Zonguldak duvarlarını süsleyen üstad gazeteciler mesleğinizi yapmanız engellenirse, gazeteleriniz toplatılıp, baskı tesislerinize zarar verilirse, yolunuz kesilir ve tehditlere maruz kalırsanız ne yaparsınız?

İşte bize reva görülen bundan farklı bir şey değil.

Eğer biraz vicdan sahibiyseniz ve biraz dürüstlüğünüz varsa bu sorulara cevap verin.

biraz kendinizi bizim yerimize koyun ve öyle cevap verin.

Bize yapılan tamamen ve aynen bu şekilde bir muameledir.

Bu proje zararlı bir proje ise buna dava açarsınız. Nitekim açmışsınız. Sonucunu bekleyin çalışma hürriyeti diye bir şey var biz keyfi bir çalışma mı yapıyoruz?

Hanginizin bahçesine, evine ve ahırına girdik? Kime ne zarar verdik? Tamamen dere yatağında DSİ’ce bize gösterilen proje alanında çalışıyoruz. dere yatağı ise kimsenin tapulu malı değil tamamen devletin malı ve bu dere yatağı devlet tarafından DSİ’nin koruma ve kullanımına verilmiştir.

Biz bu proje kapsamın da dere yatağı dışına milim taşmadık.1 m2 çimen dahi kesmedik. 1 litre su dahi bir yere taşımadık. Kime ne zararımız var. Ülkemizin enerji sorununa bir nebze olsun katkı da bulunmaktan başka ne yaptık. Bir sürü hemşerinize köylünüze iş veriyoruz. Ekmek temin ediyoruz. Kötümü yapıyoruz?

Yaptığımız çalışma zarar vermek şöyle dursun yöreye ve çevreye daha bitmeden fayda sağlamaya başlamış bir projedir. Bu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bunu anlamamak için kör, vicdanların sağır olması gerekir.

Eğer bu projenin bu yöreye zarar vereceğini düşünenler varsa yasal yollara başvursunlar. Projeyi yasal yollardan iptal ettirmeye çalışsınlar. Onlara engel olan var mı? Şu an proje hakkında zaten davalar açılmış durumda. makinelerin önüne çıkmak, taşlamak, saldırmak çalışanları tehdit etmek niye! Yapılan tamamen kanunsuz bir eylemdir.

Biz bu eylemleri yapanlara şu cevabı verdik ;

bu kanunsuz eylemleri yapanları engellemek güvenlik güçlerinin görevidir. Güvenlik güçlerinin bizim çalışma güvenliğimizi sağlamaması durumunda mecbur kalırsak gerektiğinde kendimizi savunabileceğimizi ve dövüşebileceğimizi söyledik.

Bunun tehdit neresinde, 21. yüzyılda eşkıyalık hevesinde olanlara, kendini kanun yerine koyanlara cevap vermeyelim mi?

Yine söylüyorum; Ekmeğimizle oynayanlara anladıkları dilden cevap vermesini biliriz.”