CHP GENELBASKANI SAYIN KILIÇDAROGLU MERSIN’DE KONUSTU.

“UMUTSUZLUGA YER YOK, BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZECEGIZ”

Cumuriyet Halk Partisi Genel Baskani  Sayin Kemal  Kiliçdaroglu  Mersin’de konustu.

“Herkesin sunu çok iyi bilmesini isterim. Bizim kitabimizda umutsuzluk yok. Az önce kardeslerim konustu. Içim daglanarak izledim; esimle beraber, Büyüksehir Belediye Baskani ve saygideger esleriyle beraber. 21. yüzyilin Türkiye'si bunu hak ediyor mu? 20 yildir bu ülkeyi yönetiyorlar. Iki üniversite bitiren issiz geziyorsa bu ayip kime ait? Türkiye'yi bu ayiptan çekip çikaracagiz. Bundan emin olmanizi istiyorum. Umutsuzluga yer yok, bütün sorunlari çözecegiz.

Mersin’deyim, Türkiye’nin en güzel illerinden birisindeyim. Toroslarin eteginde, yigitlerin harman oldugu bir yerdeyim.

Onun istifa etmesine gerek yok, onu gönderecegiz zaten. Gönderecegiz onu, edeple gönderecegiz, demokrasi kurallari içinde gönderecegiz. Demokrasiye inaniyoruz. O nedenle diyoruz evet geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve gönderecegiz onlari.

Mersin ayni zamanda küçük bir Türkiye’dir. Bütün illerimizden vatandaslarimiz Mersin’de çalisiyor, emek harciyor ve alin teri döküyor. Türkiye’nin yasadigi sorunlari biliyorum. Ben biliyorum sizler de biliyorsunuz. Yasayanlar da az önce konustu. “Milletin Sesi” dedik, milletin sesinden birileri gelsin konussun dedik. Belki birileri duyar dedik. Ama onlar duymazlar çünkü sagirlar. Ama onlar görmezler çünkü baska seyleri görüyorlar. Biz bütün gerçekleri sizlere yani halkimiza anlatmak zorundayiz ve gerçeklerden yola çikarak Türkiye’nin sorunlarini çözmek zorundayiz.

BEN TÜIK’E SIZIN HAKKINIZI KORUMAK IÇIN GITTIM

Dün saat 11.00’de Türkiye Istatistik Kurumuna gittim. Burayi iyi dinlemenizi isterim. Yuh çekmeyin, dinleyin sadece beni. Enflasyon açikladilar, aylik yüzde 3.51, yillik yüzde 21.31. Allah askina su noktaya geldim; bunlar devletin memurumu mu, bunlar sarayin memurumu? Arkadaslar siz, evinizde esiniz, çoluk çocugunuz gidip alisveris yapmiyor mu? Günlük harcamalari kontrol etmiyor mu, elektrik faturasina, su faturasina, dogalgaz faturasina bakmiyor mu, deterjan alirken görmüyor mu, ekmek alirken görmüyor mu, domates alirken görmüyor mu bunlar? Talimat gelmis indireceksiniz.

Neden gittim?  Türkiye Istatistik Kurumunun rakamlari üzerinden emekli ayligini belirliyorlar, asgari ücretlinin ayligini belirliyorlar, memur ayligini belirliyorlar. Yani milyonlarca kisinin ayligini düsük rakamlar üzerinden belirlemeye çalisiyorlar.

Bir de akademisyenler var yani üniversiteden hocalarimiz var, bu isin uzmanlari var, onlar da oturdular bir hesap yaptilar ve onlar da ayni tarihte, ayni gün, ayni saatte onlar da rakamlari belirlediler. Türkiye Istatistik Kurumu yüzde 3 belirliyor, onlar yüzde 9 belirliyorlar. Farka bakin Allah askina! Yillik diyorlar enflasyon yüzde 21, hocalar diyor ki 21 degil yüzde 58. Hangisi dogru? Hocalar, eli kalem tutanlar, akli basinda olanlar, bir yerden talimat almayanlar dogrulari halkla paylasmayi siar edinenler dogru rakamlari söylüyorlar.

Sunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin, bütün memurlarin bilmesini isterim. Ben TÜIK’e sizin hakkinizi korumak için gittim, oradakilere soracaktim siz hangi arastirmalari yaparak bu rakamlari buldunuz diye. Kapi duvar. Ilk kez, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez-milletvekilleri üstelik -bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Saniyorlar ki o duvar bizi esir alacak, duvari asmayacagiz. Mersin’de, Mersinlilerin huzurunda ve bütün Türkiye'nin huzurunda açik ve net söylüyorum, sizin duvarlariniz viz gelir bize.

TÜRKIYE’YI SARAY’IN VESAYETINDEN KURTARACAGIZ

Hepsini halledecegim. Vesayet diye bagiriyorlardi degil mi? Vesayetin ne oldugunu dün gördü herkes, bütün dünya gördü vesayetin ne oldugunu. Saray’in emrine giren memurlar devlet memuru degildir artik onlar. Sarayin emrine giren ve talimatla is yapanlar devletin memuru degillerdir. Tabi olduklari kanunun adi devlet memurlari kanunu. Ama hayatta uyguladiklari yol, yöntem sarayin kurallari. Bu kurallari degistirecegiz. Asgari ücretlinin, memurun, emeklinin hakkini savunmak sadece benim görevim degil, milyonlarin görevi, hepimizin görevi, ortak görev ve beraber yapacagiz.

Ayrica Mersinlilerin huzurunda bütün vatandaslarima söz veriyorum. Türkiye’yi her türlü vesayetten kurtaracagim. Saray’in vesayetinden de Türkiye’yi kurtaracagiz. Beraber kurtaracagiz, birlikte kurtaracagiz, dostlarimizla beraber kurtaracagiz.

ÇIFTÇININ VE ESNAFIN SORUNLARINI ÇÖZMEK BOYNUMUN BORCUDUR

Az önce çiftçi arkadaslarimiz konustular. Iki annemiz konustu, dertlerini anlattilar. Limonun dalda kaldigini söylediler, satilmadigini söylediler, hayat pahaliligindan söz ettiler. Su soruyu vicdani olan herkesin kendisine sormasini isterim. Bir çiftçi niye zarar eder? Alin teri döken bir insan niye zarar eder? Sabahin köründe gidip isini gücünü yapan, acaba ürün olduktan sonra satacagim ve çoluk çocuguma bakacagim, onurlu bir sekilde sehrin, köyün, mahallenin, ilçenin sokaklarinda gezecegim diye düsünen bir insan neden zarar eder? Ve bu zararin sorumlusu kim? Bu soruyu vicdani olan herkesin kendisine sormasini isterim.

Baska bir sey daha. Bu ülkenin topraklari var, bereketli topraklari var, bereketli havamiz var, günesimiz var, karimiz var, yagmurumuz var, imkanlarimiz var, çaliskan insanlarimiz var. Neden kendi çiftçimizi degil de disaridan arpayi, bugdayi, nohudu, mercimegi, fasulyeyi, canli hayvani, eti neden getiririz ve gümrük vergisini neden sifirlariz? Bütün çiftçi kardeslerimin düsünmesi lazim. Bu sorulari sunun için soruyorum. Her birimiz kendi vicdanimizda bir muhasebe yapmak zorundayiz. Yarin sandik gelecek ve gidecegiz, vicdanimizin sesini dinleyecegiz. Eski aliskanliklarimizi birakacagiz Türkiye’nin bereketi için, herkesin kazanmasi için beraber gidecegiz sandiga ve bir dikta yönetimini bu ülkeye farkli bakan bir yönetimi sandikta alasagi edecegiz. Bunun sözünü veriyorum sizlere.

Muz konusunda burayi çok iyi biliyorum. Mersin önemli bir merkez. Eger Mersinliyi seviyorlarsa, Mersin’de muz yetistiricilerinin hakkini, hukukunu teslim etmek istiyorlarsa muz ithalatini ya durduracaklar veya yüksek vergi koyacaklar. Öncelik kim? Öncelik bizim insanimiz. Çalisan insanimiz, üreten insanimiz, alin teri döken insanimiz. Bunun da bir tarafa yazilmasini istiyorum. Iki Trakya büyüklügünde alan ekilmiyor Türkiye’de. Çünkü çiftçi ekersem zarar ederim diyor, mahvoldum diyor. Tarim kanununun 21.maddesi var çiftçiye en az milli gelirin yüzde 1’i oraninda tesvik verilir diyor. Bugüne kadar hiç uygulanmadi 2016 yilindan beri. Yapacagiz.

Degerli arkadaslarim diyorlar ki, dogrudan gelir destegini artirdik. Aile isletmesi 5 dönüme kadar. 2016’da 5 dönüme kadar olanlara dönüm basina 100 lira veriyorlardi. Simdi hangi yildayiz? 2021. Dönüm basina kaç lira veriyorlar? Yine 100 lira veriyorlar. Siz parayi zaten pul ettiniz kardesim hani tesvik, nerede tesvik bunlar? Bunlarin hiçbirisi yok.

Degerli arkadaslarim, Mersinli bir çiftçi bana söyle bir mesaj atmis, bu mesaji sizlerle paylasmak isterim. “Sayin Cumhurbaskani ülkede ekonomide kurtulus savasi oldugunu söyleyip çiftçileri savasa davet ediyor” diyor ve söyle devam ediyor çiftçi arkadasimiz: “Çiftçinin silahi gübre, mermisi mazot, savas uçagi tohum, tanki enerji. Mühimmat olmadan çiftçi nasil savasacagini bilmiyor.” Mühimmatin tamamini elinden aldin kurtulus savasi veriyorum diyorsun senin ne kurtulusla, ne savasla hiçbir ilgin yok. Senin bütün hedefin Saray’inda, koltugunda nasil otururum ve nasil büyütürüm servetimi, nasil Türkiye’de fakire, fukaraya, çiftçiye, emekliye zulmederim. Senin yaptigin sadece bu.

Çiftçi kardeslerime söylüyorum. Bir; Allah’in izniyle iktidar olacagiz, sizlerin destegiyle iktidar olacagiz. Sunu asla unutmayin, ilk 1 hafta içinde çiftçinin bankalara olan, tarim kredi kooperatiflerine borçlarinin faizlerini ilk 1 haftada silecegiz, sifirlayacagiz. Çiftçinin traktörü, çiftçinin hayvanlari asla haczedilmeyecek. Bunu da yapacagiz. Ziraat Bankasi çiftçi dostu bir banka olacak. Gazi Mustafa Kemal ne diyordu? “Çiftçi milletin efendisidir”. Söz veriyorum Mersin'in Umut Meydani’ndan söz veriyorum. Çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu olacaktir.

Esnaf kardesimiz de konustu. Ayni seyi esnaflar için de yapacagiz. Bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerinden aldiklari kredilerin faizlerini sifirlayacagiz. Diyor ya faize karsiyim. Faize karsiysan neden bu faizler var, neden bunlari silmiyorsun, hangi gerekçeyle silmiyorsun? Yine esnafin basvuracagi yer yok. Esnafin derdi olunca nereye basvuracagini bilmiyor. Umut Meydani’ndan, Mersin’den bütün Türkiye sahit olsun Allah’in izniyle iktidar oldugumuzda ilk yapacagimiz islerden birisi esnaf bakanligini kurmaktir ve esnafin da bir bakanligi olacak, esnafinda yüzü gülecek. Bunu da yapacagiz. Halk Bankasini gerçekten de bir esnaf bankasi yapacagiz. Bunun üzerinde de ciddi ciddi çalisacagiz, görecekler, herkes görecek. Esnafin nereden ne kadar ucuz kredi aldigini herkes görecek ve gösterecegiz. Ahi Evran’in dostlarini, Ahi Evran’in kültürünü yasatan esnaflara selam olsun ve esnaflar bilsinler ki onlarin bütün sorunlarini çözmek, çiftçinin sorununu çözmek gibi benim boynumun borcu olacaktir.

Benden de selam söyleyin.

RÜSVETÇIYI, YOLSUZLUK YAPANI DEVLET KADROLARI IÇINDE BARINDIRMAYACAGIM

Sevgili Mersinliler;

Ahdim var bu memlekete barisi getirecegim. Ahdim var bu memlekete huzuru getirecegim. Ahdim var bu memlekete sevgiyi getirecegim. Ahdim var ve söz veriyorum; bu memlekete demokrasiyi, bu memlekete adaleti getirecegim. Mafya düzenini ve mafyayla uyusturucu baronlariyla isbirligi yapilan düzeni degistirecegim. Çoluk çocugumuzun, gencecik evlatlarimizin zehirlenmesine asla izin vermeyecegim. Siyaseti kirlilikten arindiracagim, söz veriyorum. Siyaset ahlakli insanlarin görevi olacak. Siyaset adamina göre is bul, adamina göre kredi aç, ihale takip et, rüsvet al, cebini doldur, zengin ol degildir. Siyaseti tümüyle kirlilikten arindiracagim.

Yine söz veriyorum, bu meydandan söz veriyorum, bütün Türkiye duysun. Hiçbir rüsvetçiyi, yolsuzluk yapani devlet kadrolari içinde asla ve asla barindirmayacagim. Bir daha ifade edeyim, Saray ve sürekasi duysun: Rüsvet alanlari, uyusturucu baronlariyla kol kola gezenleri, onlarin uçaklarina binenleri, paralarini alanlarini, devletin kadrolari içinde asla yasatmayacagim hepsinin görevine son verecegiz.

YOKSULLUGU TARIHE GÖMECEGIZ

Ve yine söz veriyorum, harcadigimiz her kurusun hesabini millete verecegiz. Para benim param degil sizin paraniz. Sizin paranizi harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktir. Bunu yapacagiz.

Yine söz veriyorum, 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkum ettiler, vergilerin büyük bir kismi oraya gidiyor, oraya harcaniyor ve gönderiliyor. Üreten, alin teri döken, bu memleket için çalisan herkesin hakkini, hukukunu koruyacagim, Türkiye Cumhuriyeti vatandaslarini Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracagiz, bundan da emin olmanizi isterim.

Söz veriyorum, Umut Meydani’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Bu topraklarda hiçbir çocuk yataga aç girmeyecek, yoksullugu tarihe gömecegiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Yoksullugu idare ettiler, biz yoksullugu bitirecegiz ve yoksulluk olmayacak.

1 YIL IÇINDE TÜRKIYE’DE YURT SORUNUNU ÇÖZECEGIM

Yine söz veriyorum, Umut Meydani’ndan söz veriyorum, Mersinlilere söz veriyorum, Türkiye’ye söz veriyorum: Milyonlarca gencimiz issizken, üniversiteyi bitiren gençlerimiz issizken, onlar is bulamazken, 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden maas alan düzeni bitirecegim, o düzeni sonlandiracagim, hakça bir düzen gelecek.

Gençlerimiz, umudumuz olan, bugünümüz ve gelecegimiz olan gençler, KPSS sinavindan 80 puan, 85 puan, 90 puan, 95 puan aliyorlar. Ama sözlüye gelince dayilari yok, torpili yok, sözlüde eleniyorlar. Bu düzeni degistirmek Kemal kardesinizin boynunun borcudur. Kim puan aldiysa gidecektir. O haksizligi, hukuksuzlugu bitirecegim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasinda da duracagim. Bunu bir yere yazin.

20 yildir iktidardalar yurt sorununu çözemediler, 20 yilda yapamadilar. Umut Meydani’ndan, Mersin’den bütün Türkiye’ye ve bütün gençlere, bütün anne babalara sesleniyorum: 20 yil degil 1 yil içinde Türkiye’de yurt sorununu çözecegim. 1 yil içinde yurt sorunu kalmayacak artik.

Atama bekleyen ögretmenler, engelliler, kadro açigi olan saglik çalisanlari, EYT’liler; hiç meraklanmayin, bu kardesiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardesinizdir. Parayla pulla bizim isimiz yok, saraylarla kösklerle bizim isimiz yok, bizim isimiz vatandasin mutfagiyla. Bizim isimiz vatandasin huzuru, vatandasin bereketi, sofradaki bereketi. Bunu yapacagiz, beraber yapacagiz, birlikte yapacagiz ve bütün dünya bunu görecek. Her seyi gerçeklestirecegiz.

ISTANBUL SÖZLESMESI'NI BIR HAFTA IÇINDE TEKRAR YÜRÜRLÜGE KOYACAGIZ

Kadina yönelik siddet. Sevgili peygamberimiz cennet analarin ayaklari altindadir der. Kadina siddet 21.yüzyilda olur mu Allah askina. Her gün kadin cinayetleriyle karsilasiyoruz olur mu Allah askina. Efendim cinayet isliyor, hapse giriyor, güzel bir kravat takiyor, takim elbise, hakime saygili, iyi hal indiriminden efendim az ceza verecegiz. Bütün kadin kardeslerime sesleniyorum: Bu düzeni degistirecegiz, onu da degistirecegiz. Kim suç islediyse öyle iyi hal, kravat, bunu birakacagiz. Istanbul Sözlesmesi'ni bir hafta içinde tekrar yürürlüge koyacagiz.

“MERKEZ TÜRKIYE” PROJEMIZI BÜYÜTÜYORUZ

Sözlerime baslarken Mersin’den söz ettim, olaganüstü güzel bir kentten söz ettim. Çaliskan insanlarindan söz ettim. Toroslardan, Toroslarin Yörüklerinden söz ettim, insanlarin çaliskanligindan söz ettim, alin terinden emekten söz ettim. Ama yatirimlarin büyük bir kismi nereye gidiyor? Batiya gidiyor. Anadolu’nun içi bosaldi. Bizim hatirlar misiniz Merkez Türkiye diye bir projemiz vardi. Simdi o projemizi büyütüyoruz. Yakinda kamuoyuyla paylasacagiz. Samandag’dan baslayip Mersin’e kadar bu güzel hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getirecegiz. Issizlik kesinlikle olmayacak. Göreceksiniz yatirimlara bogulacak bu bölge. Göreceksiniz insanlar gelip buralarda yatirim yapacak. Göreceksiniz Kayseri’de, Nevsehir’de veya Nigde’de fabrikasi olan demiryoluyla ürününü buraya getirdigi zaman parasini devlet olarak biz ödeyecegiz. Böylece fabrikanin Kayseri’de olmasi, fabrikanin Nigde’de olmasi, fabrikanin Samsun’da veya Trabzon’da olmasinin hiçbir önemi kalmayacak. Ve biz yeni bir hamleyle çigir açacagiz. Göreceksiniz Akdeniz üzerinde yükselen bir Mersin’i, Akdeniz havzasinda yükselen bir Türkiye’yi bütün dünyaya tanitacagiz. Bundan da bütün arkadaslarimin emin olmasini isterim. Burayi bir üretim üssüne dönüstürecegiz.

Degerli arkadaslarim, sevgili Mersinliler, degerli dostlarim, herkesin sunu bilmesini isterim. Geçmiste AK Partiye oy veren kardeslerime de, MHP'ye oy veren kardeslerime de seslenmek isterim. Dönem kavga dönemi degil, dönem çekisme dönemi degil; dönem birlesme dönemidir, dönem beraber olma dönemidir. Sorun memleket sorunudur, vatan sorunudur sorun, sorun bayrak sorunudur, sorun millet sorunudur. Beraber olmak zorundayiz, birlikte olmak zorundayiz.

Biz sosyal demokratiz, yani sosyal demokrat olmak haktan yana olmak demektir, garipten, gurebedan yana olmak demektir, ezilenlerden yana olmak demektir, alin terinden yana olmak demektir.

Bizler Atatürkçüyüz, bizler bagimsizlik savasinin ne oldugunu biliriz. Bizler Milli Kurtulus Savasini biliriz, Kuvayi Milliyeyi biliriz ve onlarin çocuklariyiz.

Bizler emekten yanayiz, bizler alin terinden yanayiz, bizler sosyal demokratiz, bizler hiç kimsenin inancini, hiç kimsenin yasam tarzini, hiç kimsenin kimligini siyasete malzeme etmeyiz. Herkesin kimligiyle övünmesi, herkesin inancina saygi duyulmasi ve herkesin yasam tarzina saygi duyulmasi bizim görevimizdir. Biz o insanin isi var mi yok mu, çoluk çocugunun durumu iyi mi degil mi? Devletten iyi hizmet aliyor mu almiyor mu biz bunlarla ilgilenecegiz ve bunlari yapacagiz.

Kutuplasmadan yana degiliz, kavgadan yana degiliz, kucaklasmadan yanayiz, beraber olmaktan yanayiz, birlik olmaktan yanayiz. Türkiye'nin birligi, Türkiye’nin bütünlügü, Türkiye’nin gelecegi, Türkiye’nin kalkinmasi, Türkiye’nin bölgesinde güçlü bir devlet olarak hiç kimseye karsi boyun egmeden yürüyebilmesinin yolu beraber olmaktir, birlikte olmaktir ve Saray’dan kaçinmaktir.

TÜRK LIRASI'NI YENIDEN HAK ETTIGI YERE GETIRECEGIZ

Biz “yurtta sulh, cihanda sulh” diyenleriz. Biz kendi ülkemizde de, biz dünyada da baristan yanayiz, huzurdan yanayiz. Iktidar oldugumuzda Suriye’yle barisacagiz, Misir’la barisacagiz, Israil’le barisacagiz, Libya’yla barisacagiz, bütün ülkelerle barisacagiz, kavga etmeyecegiz. Göreceksiniz o zaman Mersin’deki tirlar Ortadogu’ya nasil çalisiyor. Mersin’deki sanayici Ortadogu’ya nasil çalisiyor? Mersin’in is insanlari, Afrika’ya nasil seferler yapiyor. Göreceksiniz Ro-Ro seferleri nasil ve yeniden niçin açildi? Bütün bunlarin hepsini yapacagiz. Sanayici rahatlikla üretim yapacak ve önünü görecek. Türkiye’yi büyütmenin yolu budur.

Ve bir sey daha söylüyorum. Türk Lirasi'ni pul yaptilar. Dolar karsisinda, avro karsisinda, hatta Bulgaristan’in Levasi karsisinda bile yerlerde sürünen bir para oldu. Türk Lirasi bu ülkenin serefidir, bu ülkenin namusudur. Türk Lirasi'ni yeniden hak ettigi yere getirmek bizim boynumuzun borcudur, herkes bunu bilmeli. Unutmayin bunu, bu iktidarin görevi, yeni izledikleri politika; milleti fakirlestirmek, milleti süründürmek. Bizim fakirligimizi satmak istiyorlar, dolar baronlarina satmak istiyorlar, batinin emperyal güçlerine bizim fakirligimizi satmak istiyorlar. Buna izin vermeyecegiz. Beraber yapacagiz, birlikte yapacagiz, dostlarimizla beraber yapacagiz. Türkiye’yi hak ettigi görkemli yere çikaracagiz.

Sevgili gençler; demokrat amcaniz olarak söylüyorum, sizin hayalleriniz benim hedefim olacaktir. Hiçbir hayalinizi yere düsürmeyecegim. Bütün gençlere sesleniyorum, umutsuzluga kapilmayin, göreceksiniz Türkiye nasil saha kalkiyor. 6 ay içinde çarklarin nasil döndügünü göreceksiniz. 6 ay içinde Türkiye’nin nasil rahatladigini göreceksiniz. 6 ay içinde Türkiye’nin, bu ülkede yasayan insanlarin sokaklarda nasil basi dik gezdigini göreceksiniz.

HANGI DUVARI ÖRERLERSE ÖRSÜNLER, GELIYOR GELMEKTE OLAN

Hiç unutmayin sevgili dostlarim, biz Kuvayi Milliyeciyiz ve biz ülkemizi seviyoruz, insanlarimizi seviyoruz. Evet arkadakiler belki duymuyor ama ben ifade edeyim, “Patates sogan güle güle Erdogan” diyor arkadasimiz. Gönderecegiz, gönderecegiz. Degisim rüzgarlari esiyor artik Türkiye'de. Buna karsi durmak mümkün degildir. Hangi duvari örerlerse örsünler, halk varsa her sey bitmistir. 

Mersin’de, Hakkari’de, Van’da, milletin sesi tüm Türkiye'de. Hiç meraklanmayin, göreceksiniz Erzurum'dan, Hakkari'den, Kars'tan, Ardahan'dan, Rize’den, Trabzon’dan, Tekirdag'dan, Edirne’den göreceksiniz. Göreceksiniz Türkiye cografyasindan. Halkin saha kalktigini göreceksiniz, halkin hak istedigini göreceksiniz, halkin adalet istedigini göreceksiniz, halkin kavga degil, kucaklasmak istedigini göreceksiniz. Buradan söylüyorum, herkese söylüyorum, duyar mi bunu Saray? “Ey Saray duy” diyecegiz, duy. “Geliyor gelmekte olan” diyecegiz. Beraber söyleyecegiz.

Simdi buradan ben söyleyecegim lütfen birlikte tekrar edelim. Mersin’den Hakkari’ye, Izmir’e, Trabzon’a, Çankiri’ya, Çorum’a, Yozgat’a, Usak’a, Denizli’ye, Hamburg’a, Paris’e, Almanya’ya, Fransa’ya selam olsun, selam olsun, selam olsun, geliyor gelmekte olan.

Evet selam olsun, geliyor gelmekte olan.

Hosça kalin, dostça kalin.”